SOKE BİLANÇO ANALİZİ 2024/12

SÖKE DEĞİRMENCİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

 Bilanço Analizi 

Varlıklar

   – Toplam varlıklar 5,00 milyar TL olup, bir önceki yılın 4,68 milyar TL seviyesinden yüzde 7 oranında artış göstermiş. 

   – Dönen varlıklar 1,90 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Bir önceki yıl 1,97 milyar TL seviyesindeydi. Bu düşüşün ana sebepleri arasında finansal yatırımlardaki azalma ve stoklardaki gerileme bulunuyor. 

   – Duran varlıklar 3,10 milyar TL’ye yükselmiş. Önceki yıl 2,70 milyar TL seviyesindeydi. Maddi duran varlıklar ve kullanım hakkı varlıklarındaki artış, büyümenin temel nedenleri arasında yer alıyor. 

Yükümlülükler

   – Toplam yükümlülükler 1,60 milyar TL olarak hesaplanmış. Önceki yıl 1,25 milyar TL seviyesindeydi. Yüzde 28’lik bir artış gerçekleşmiş. 

   – Kısa vadeli yükümlülükler 1,03 milyar TL olup, önceki yılın 1,01 milyar TL seviyesinden hafif bir yükseliş göstermiş. Kısa vadeli borçlanmalarda önemli bir artış yaşanarak 33,5 milyon TL’den 130,9 milyon TL’ye çıkmış. 

   – Uzun vadeli yükümlülükler 576,1 milyon TL olarak gerçekleşmiş. Önceki yıl 237,8 milyon TL idi. Uzun vadeli banka kredilerinde belirgin bir artış görülüyor. 

Özkaynaklar 

   – Toplam özkaynaklar 3,39 milyar TL olarak hesaplanmış. Önceki yıl 3,42 milyar TL seviyesindeydi. 

   – Geçmiş yıl kârları 32,6 milyon TL’den -104,7 milyon TL’ye gerilemiş. 

   – Net dönem zararı 252 milyon TL olarak gerçekleşmiş. Bir önceki yıl 141 milyon TL zarar açıklanmıştı. 

   – Maddi duran varlıkların yeniden değerleme artışları 1,00 milyar TL’ye çıkmış ve bu durum özkaynakları kısmen desteklemiş. 

Genel Değerlendirme 

   – Varlıklar artmış olmasına rağmen, dönen varlıklardaki düşüş kısa vadeli likidite açısından risk oluşturuyor. 

   – Kısa ve uzun vadeli borçluluk artış göstermiş. Özellikle uzun vadeli yükümlülüklerdeki büyüme dikkat çekiyor. 

   – Özkaynaklar küçük bir azalma gösterse de geçmiş yıl kârlarının negatife dönmesi ve net zarar edilmesi şirketin finansal yapısı açısından olumsuz bir gelişme. 

   – Finansman yönetimi ve nakit akışlarının daha verimli hale getirilmesi, borç yükünün azaltılması ve faaliyet kârlılığının artırılması önem taşıyor.

Gelir Tablosu Analizi 

Hasılat ve Karlılık 

   – 2024 yılı hasılatı 5,46 milyar TL olup, 2023 yılına kıyasla yüzde 27,8 oranında düşüş göstermiş. 2023 yılında hasılat 7,57 milyar TL seviyesindeydi. 

   – Satışların maliyeti 4,85 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Buna bağlı olarak brüt kâr 614,9 milyon TL olmuş. Geçen yıl brüt kâr 1,06 milyar TL seviyesindeydi. Brüt kâr marjı önemli ölçüde azalmış. 

 Faaliyet Giderleri ve Esas Faaliyet Karı 

   – Genel yönetim giderleri 102,5 milyon TL olup, önceki yıla göre artış göstermiş. 

   – Pazarlama giderleri 391,2 milyon TL ile geçen yıla kıyasla benzer seviyede kalmış. 

   – Araştırma ve geliştirme giderleri 2,5 milyon TL olarak kaydedilmiş. 

   – Esas faaliyetlerden elde edilen diğer gelirler 65,2 milyon TL olurken, diğer giderler 24,7 milyon TL olarak gerçekleşmiş. 

   – Tüm bu kalemler sonucunda esas faaliyet kârı 159 milyon TL olarak hesaplanmış. Geçen yıl bu rakam 620,5 milyon TL seviyesindeydi. Esas faaliyet kârında büyük bir düşüş yaşanmış. 

 Yatırım Faaliyetleri ve Finansman Giderleri 

   – Yatırım faaliyetlerinden elde edilen gelir 29,7 milyon TL olarak gerçekleşmiş. 2023 yılında ise bu rakam 190 milyon TL idi. Yatırım gelirlerinde ciddi bir azalma var. 

   – Finansman gelirleri 145,5 milyon TL olarak kaydedilirken, finansman giderleri 222,1 milyon TL seviyesinde gerçekleşmiş. 

   – Net parasal pozisyon kaybı 384,4 milyon TL olarak kaydedilmiş. 

Vergi ve Net Dönem Zararı 

   – Vergi geliri 8,8 milyon TL olarak hesaplanmış. 

   – Net dönem zararı 271,9 milyon TL olmuş. 2023 yılındaki zarar 151,3 milyon TL idi. Bu yıl zarar daha da derinleşmiş. 

Genel Değerlendirme 

   – Hasılatta önemli bir düşüş yaşanmış ve bu durum kârlılığı doğrudan etkilemiş. 

   – Esas faaliyet kârında büyük bir gerileme söz konusu, bu da şirketin ana iş kolunda sıkıntılar yaşadığını gösteriyor. 

   – Finansman giderleri yüksek seviyede kalmış ve net parasal pozisyon kayıpları nedeniyle şirketin zarar büyüklüğü artmış. 

   – Şirketin operasyonel verimliliğini artırması, maliyetlerini düşürmesi ve finansal riskleri azaltması gerekiyor.

Nakit Akış Tablosu Analizi 

İşletme Faaliyetlerinden Nakit Akışları

   – İşletme faaliyetlerinden kaynaklanan nakit akışı -192,6 milyon TL olarak gerçekleşmiş. Geçen yıl ise -223,1 milyon TL idi. Bir miktar iyileşme olsa da hala negatif. 

   – Dönem zararı -271,9 milyon TL olarak gerçekleşmiş. Bu zarar, işletme faaliyetlerinden nakit çıkışına neden olmuş. 

   – Amortisman ve itfa giderleri 193,5 milyon TL olup, nakit akışına olumlu katkı sağlamış. 

   – Stoklarda 129,9 milyon TL azalma görülmüş, bu durum işletme sermayesi açısından olumlu. 

   – Ticari borçlar 153,7 milyon TL azalmış. Bu durum, nakit çıkışına sebep olmuş. 

Yatırım Faaliyetlerinden Nakit Akışları

   – Maddi ve maddi olmayan duran varlık alımları nedeniyle 319,2 milyon TL nakit çıkışı olmuş. 

   – Varlık satışlarından 35,8 milyon TL nakit girişi sağlanmış. 

   – Yatırım faaliyetlerinden toplam net nakit çıkışı -283,3 milyon TL. 

Finansman Faaliyetlerinden Nakit Akışları

   – Finansman faaliyetlerinden 477,8 milyon TL net nakit girişi sağlanmış. 

   – Yeni kredi kullanımı 566,9 milyon TL ile şirketin nakit ihtiyacını karşılamış. 

   – Kredi geri ödemeleri için 56,4 milyon TL nakit çıkışı gerçekleşmiş. 

   – Ödenen faiz 171,3 milyon TL olup finansman maliyetleri yüksek seyretmiş. 

   – Alınan faiz gelirleri 142,9 milyon TL olarak finansman nakit akışını desteklemiş. 

Genel Değerlendirme

   – İşletme faaliyetlerinden kaynaklanan nakit akışları hala negatif. Bu durum, şirketin sürdürülebilirliği açısından risk taşıyor. 

   – Yatırım harcamaları oldukça yüksek. Bu harcamalar uzun vadede büyümeyi destekleyebilir ancak kısa vadede nakit çıkışı yaratıyor. 

   – Finansman faaliyetlerinden sağlanan yüksek nakit girişi, diğer faaliyetlerden kaynaklanan açıkları kapatıyor. 

   – Şirketin operasyonel kârlılığını artırması ve nakit akışlarını daha sürdürülebilir hale getirmesi gerekiyor.

 Sektör Analizi

Sektörün Genel Görünümü

   – Un ve unlu mamuller sektörü, tarıma dayalı sanayi içinde önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye, dünya un üretiminde ve ihracatında öncü ülkeler arasında yer almaktadır. 

   – Sektör, buğday fiyatları, döviz kurları ve tüketici talebi gibi faktörlerden doğrudan etkilenmektedir. Perakende, gıda hizmetleri ve ihracat pazarlarındaki gelişmeler sektörün büyümesini belirleyen temel unsurlardır. 

Talep ve Tüketim Eğilimleri

   – Un ve unlu mamullere olan talep iç piyasada güçlüdür. Ancak sağlıklı beslenme trendleri nedeniyle tam buğday, organik ve glutensiz un gibi alternatif ürünlere ilgi artmaktadır. 

   – Pandemi sonrası bireysel tüketimde azalma görülse de endüstriyel üretim ve fırıncılık sektöründe talep yeniden toparlanmaktadır. 

Maliyet ve Girdi Faktörleri 

   – Buğday, sektörün en önemli girdisidir. İç piyasadaki fiyat değişimleri ve küresel arz-talep dengesi, üreticilerin maliyetlerini doğrudan etkilemektedir. 

   – Döviz kuru dalgalanmaları, ithal edilen buğdayın maliyetini artırarak sektör üzerindeki baskıyı yükseltebilmektedir. 

   – Enerji ve işçilik maliyetlerindeki artış, un üreticilerinin kârlılığını olumsuz yönde etkileyebilecek önemli maliyet kalemleri arasındadır. 

Rekabet ve Pazar Yapısı

   – Türkiye’de çok sayıda küçük ve orta ölçekli un üreticisi bulunmaktadır. Ancak büyük ölçekli tesisler, üretim kapasitesi ve ihracat avantajlarıyla pazarda daha güçlü bir konumda yer almaktadır. 

   – Geleneksel un üretimi daha çok fiyat odaklı rekabet içindeyken, markalı ve katma değerli un segmentinde rekabet giderek artmaktadır. 

Dış Ticaret ve İhracat

   – Türkiye, dünya un ihracatında lider konumdadır. En büyük ihracat pazarları arasında Orta Doğu, Afrika ve Güneydoğu Asya ülkeleri yer almaktadır. 

   – Küresel tahıl piyasasındaki dalgalanmalar, ihracat hacmini doğrudan etkileyebilir. Özellikle Rusya ve Ukrayna’daki gelişmeler, dünya buğday fiyatlarını belirleyen kritik faktörler arasında bulunmaktadır. 

   – Döviz kurlarındaki değişimler, un ihracatçılarının rekabet gücünü artırabilir ya da azaltabilir. 

Regülasyonlar ve Devlet Politikaları

   – Devletin sağladığı teşvikler ve buğday fiyatlarına yönelik sübvansiyonlar, sektörün mali yapısını doğrudan etkileyen unsurlar arasındadır. 

   – Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenen kalite ve üretim standartları, sektörde faaliyet gösteren firmalar için bağlayıcı niteliktedir. 

Genel Değerlendirme

   – Türkiye un ve unlu mamuller sektörü, güçlü bir üretim altyapısına sahip olup, küresel pazarda rekabet avantajı bulunan bir sektördür. 

   – Ancak buğday fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar, enerji maliyetlerindeki artışlar ve döviz kuru oynaklığı sektörde finansal dalgalanmalara neden olabilir. 

   – Firmaların rekabet avantajını koruyabilmesi için markalaşmaya, katma değerli ürünlere ve ihracat pazarlarını çeşitlendirmeye odaklanmaları gerekmektedir. 

   – Sektörün sürdürülebilir büyümesini sağlamak için maliyet yönetimi, verimlilik artırıcı yatırımlar ve yenilikçi ürün geliştirme stratejileri ön planda tutulmalıdır.

Faaliyet raporu:https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/1402746

Finansal rapor:https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/1402745