EGGUB BİLANÇO ANALİZİ

EGE GÜBRE SANAYİİ A.Ş.

Bilanço analizi

Varlıklar

Toplam varlıklar 7,44 milyar TL olup, önceki yıl 6,69 milyar TL idi. Varlıklar yaklaşık yüzde 11 artış göstermiştir.

Dönen varlıklar 1,36 milyar TL seviyesindedir. Önceki yıl 1,39 milyar TL idi. Küçük bir azalma gözlemlenmektedir.

  • Nakit ve nakit benzerleri 802 milyon TL olup önceki yıl 587 milyon TL idi. Likidite durumu güçlenmiştir.
  • Finansal yatırımlar 266,5 milyon TL olup önceki yıl 171 milyon TL idi. Finansal varlıklara yapılan yatırımlar artmıştır.
  • Ticari alacaklar 98,8 milyon TL seviyesindedir. Önceki yıl 143,4 milyon TL idi. Alacaklarda düşüş yaşanmıştır.
  • Stoklar 23,7 milyon TL olup, önceki yıl 356,9 milyon TL idi. Stoklarda büyük bir azalış yaşanmış, bu durum işletme sermayesinin nakde çevrildiğini göstermektedir.
  • Peşin ödenmiş giderler 69,9 milyon TL olup, önceki yıl 29,6 milyon TL idi. Gelecekteki harcamalar için yapılan ödemeler artmıştır.

Duran varlıklar 6,08 milyar TL olup, önceki yıl 5,29 milyar TL idi. Yaklaşık yüzde 15 artış yaşanmıştır.

  • Maddi duran varlıklar 4,99 milyar TL olup, önceki yıl 4,43 milyar TL idi. Sabit kıymet yatırımları artmıştır.
  • Kullanım hakkı varlıkları 54,3 milyon TL olup, önceki yıl 15,1 milyon TL idi. Kiralanan varlıkların değeri artmıştır.
  • Maddi olmayan duran varlıklar 488,8 milyon TL olup, önceki yıl 488,2 milyon TL idi. Büyük bir değişiklik gözlemlenmemektedir.
  • Şerefiye 484,6 milyon TL seviyesinde olup, önceki yıl da aynı seviyededir.

Yükümlülükler ve Özkaynaklar

Toplam yükümlülükler 1,30 milyar TL olup, önceki yıl 667 milyon TL idi. Borçluluk oranı önemli ölçüde artmıştır.

Kısa vadeli yükümlülükler 201,6 milyon TL olup, önceki yıl 524,4 milyon TL idi. Kısa vadeli borçlar azalmıştır.

  • Ticari borçlar 72,5 milyon TL olup, önceki yıl 372,1 milyon TL idi. Tedarikçilere olan borçlar büyük ölçüde azalmıştır.
  • Kısa vadeli borçlanmalar 933 bin TL olup, önceki yıl 826 bin TL idi. Büyük bir değişim olmamıştır.
  • Uzun vadeli borçlanmaların kısa vadeli kısımları 57,2 milyon TL olup, önceki yıl 19,2 milyon TL idi. Uzun vadeli borçlardan gelen kısa vadeli ödeme yükümlülükleri artmıştır.

Uzun vadeli yükümlülükler 1,10 milyar TL olup, önceki yıl 142,5 milyon TL idi. Borçların önemli bir kısmı uzun vadeye yayılmıştır.

  • Uzun vadeli borçlanmalar 982,6 milyon TL olup, önceki yıl 53 milyon TL idi. Şirketin kredi yükü artmıştır.
  • Banka kredileri 880,5 milyon TL olup, önceki yıl sıfırdı. Şirketin yeni uzun vadeli borçlanmalara yöneldiği görülmektedir.

Özkaynaklar 6,13 milyar TL olup, önceki yıl 6,02 milyar TL idi. Küçük bir artış yaşanmıştır.

  • Ödenmiş sermaye 100 milyon TL olup, önceki yıl da aynı seviyededir.
  • Geçmiş yıllar kârı 3,75 milyar TL olup, önceki yıl 3,39 milyar TL idi. Birikmiş kârlar artmıştır.
  • Net dönem kârı 253,5 milyon TL olup, önceki yıl 534,4 milyon TL idi. Kârlılıkta düşüş yaşanmıştır.

Genel Değerlendirme

Şirketin toplam varlıkları artmış, ancak bu büyüme ağırlıklı olarak borçlanma yoluyla sağlanmıştır. Likidite durumu güçlenmiş, nakit ve nakit benzerleri artmıştır. Ancak stoklardaki büyük azalma, satışların yavaşlamış olabileceğini gösterebilir. Kısa vadeli yükümlülükler azalırken, uzun vadeli borçlar ciddi şekilde artmıştır. Şirketin borçlanma yapısı uzun vadeye yayılmıştır. Özkaynaklar artış göstermiş olsa da net dönem kârında ciddi bir düşüş yaşanmıştır.

Riskler ve Fırsatlar

Riskler arasında, uzun vadeli borçların artmasıyla birlikte finansal yükümlülüklerin ilerleyen yıllarda şirketin nakit akışını zorlayabilecek olması yer almaktadır. Stokların büyük ölçüde azalması, gelecekte tedarik zinciri riskleri doğurabilir.

Nakit ve finansal yatırımların artması kısa vadeli likidite açısından olumlu bir gelişmedir. Şirketin uzun vadeli borçlanmaya yönelmesi, faiz giderlerini artırabilir ve kârlılığı etkileyebilir.

Sonuç olarak, Ege Gübre’nin bilançosu büyümeye işaret etse de bu büyümenin borçlanma ile sağlanmış olması dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Önümüzdeki dönemde borç yönetimine ve kârlılığı artırmaya odaklanılması önemlidir.

Gelir tablosu

  1. Hasılat 2,52 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Önceki yıl 3,27 milyar TL idi. Hasılatta yaklaşık yüzde 23’lük bir düşüş yaşanmıştır.
  2. Satışların maliyeti 1,44 milyar TL olup önceki yıl 2,17 milyar TL idi. Maliyetlerde düşüş olmasına rağmen, hasılatın daha fazla gerilemesi nedeniyle brüt kâr marjı korunamamıştır.
  3. Brüt kâr 1,07 milyar TL seviyesindedir. Önceki yıl 1,10 milyar TL idi. Küçük bir azalma olsa da şirket hâlâ güçlü bir brüt kârlılığa sahiptir.
  4. Faaliyet giderleri incelendiğinde, genel yönetim giderleri 550,9 milyon TL ile önceki yılki 547,7 milyon TL’ye göre hafif bir artış göstermiştir. Pazarlama giderleri ise 12,5 milyon TL olup önceki yıl 10,6 milyon TL idi.
  5. Esas faaliyet kârı 675,2 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Önceki yıl bu rakam 742 milyon TL idi. Temel iş faaliyetlerinden elde edilen kâr bir miktar azalmıştır.
  6. Yatırım faaliyetlerinden gelirler ve giderler değerlendirildiğinde, yatırım faaliyetlerinden 80,5 milyon TL gelir elde edilmiştir. Önceki yıl bu rakam 124,8 milyon TL idi. Yatırım faaliyetlerinden kaynaklanan giderler ise 11,6 milyon TL olup, önceki yıl 88,4 milyon TL idi.
  7. Finansman gelirleri 47,9 milyon TL olup, önceki yıl 32,1 milyon TL idi. Finansman giderleri 84,7 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Önceki yıl 135,4 milyon TL idi. Finansman giderlerindeki azalma, borçlanma maliyetlerinde iyileşme sağlandığını göstermektedir. Net parasal pozisyon kaybı 234 milyon TL seviyesindedir. Önceki yıl 154,7 milyon TL idi. Enflasyon muhasebesinin etkisiyle finansal kayıplar artmıştır.
  8. Vergi öncesi kâr 473,2 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Önceki yıl 520,4 milyon TL idi.
  9. Vergi gideri 219,7 milyon TL olup, önceki yıl vergi geliri nedeniyle +14 milyon TL idi. Bu durum net dönem kârında düşüşe sebep olmuştur.
  10. Net dönem kârı 253,5 milyon TL olup, önceki yıl 534,4 milyon TL idi. Net kâr yaklaşık yüzde 52 oranında azalmıştır.

Genel değerlendirme yapılacak olursa, şirketin hasılatı ve net kârı düşüş göstermiştir. Hasılat azalışı brüt kârı doğrudan etkilemiş olsa da maliyet kontrolü sayesinde esas faaliyet kârı korunmaya çalışılmıştır. Finansman giderleri azalmış ancak net parasal kayıpların artışı önemli bir maliyet unsuru olmuştur. Vergi giderindeki yüksek artış, net kârın önemli ölçüde düşmesine neden olmuştur. Şirketin faaliyetleri hâlâ kârlı olsa da yüksek enflasyonun ve azalan satış gelirlerinin etkisiyle net kâr ciddi şekilde gerilemiştir.

Öne çıkan riskler arasında, hasılatın azalması nedeniyle pazar payı kaybı veya satış hacminde daralma ihtimali bulunmaktadır. Net parasal pozisyon kaybının artması, enflasyon muhasebesinin getirdiği etkilerle finansal performansı baskılayabilir. Vergi giderlerindeki artış, gelecek yıllarda da devam ederse net kârlılığı olumsuz etkileyebilir.

Öne çıkan fırsatlar açısından, finansman giderlerinin azalması borçlanma maliyetlerinde iyileşme sağlandığını göstermektedir. Şirketin faaliyet kârı hâlâ yüksek seviyede olup operasyonel verimlilik korunmuştur. Yatırım faaliyetlerinden elde edilen gelirler olumlu bir katkı sunmaya devam etmektedir.

Sonuç olarak, Ege Gübre 2024 yılında kârlı bir yıl geçirse de, hasılat ve net kârdaki düşüş dikkat çekmektedir. Önümüzdeki dönemde gelirlerini artırmak için stratejik satış ve maliyet kontrolü ön planda olmalıdır.

Nakit akış tablosu

İşletme faaliyetlerinden nakit akışları pozitif olup 549,6 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Önceki yıl bu rakam 1,04 milyar TL idi.

  1. Dönem kârı 253,5 milyon TL ile önemli bir nakit kaynağı olmuş, ancak geçen yılki 534,5 milyon TL’ye kıyasla azalmış.
  2. Amortisman ve itfa giderleri 310,1 milyon TL seviyesinde olup nakit girişine katkı sağlamış.
  3. Stoklardaki 333,1 milyon TL’lik azalış, nakit yaratıcı bir unsur olurken, ticari borçlardaki 299,9 milyon TL’lik azalış ve peşin ödenmiş giderlerdeki 366,1 milyon TL’lik artış nakit çıkışına neden olmuş.

Yatırım faaliyetlerinden nakit akışları negatif olup -841,5 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Önceki yıl bu rakam -247,7 milyon TL idi.

  1. Maddi ve maddi olmayan duran varlık alımları için yapılan harcamalar -895 milyon TL’ye ulaşmış.
  2. Maddi duran varlık satışlarından elde edilen nakit 53,5 milyon TL olup sınırlı bir nakit girişi sağlamıştır.
  3. Şirketin büyük yatırımlar yaptığı görülmektedir.

Finansman faaliyetlerinden nakit akışları 741,5 milyon TL seviyesindedir. Önceki yıl -465,8 milyon TL idi.

  1. Kredilerden sağlanan nakit 872,3 milyon TL olup şirketin finansman ihtiyacını karşılamıştır.
  2. Kredi geri ödemeleri düşük seviyede kalmış (-107 bin TL).
  3. Kira borcu ödemeleri -18,8 milyon TL olarak gerçekleşirken, temettü ödemesi -145,9 milyon TL seviyesindedir.

Genel değerlendirme yapılacak olursa, şirketin nakit ve nakit benzerleri yıl sonunda 802 milyon TL’ye yükselmiştir. Önceki yıl bu rakam 587,4 milyon TL idi.

  1. Yatırımların artması nedeniyle yatırım faaliyetlerinden kaynaklı büyük bir nakit çıkışı yaşanmış.
  2. Bu açık büyük ölçüde finansman faaliyetleriyle kapatılmış.
  3. İşletme faaliyetlerinden sağlanan nakit akışı azalmış olsa da hâlâ güçlü bir seviyede.

Öne çıkan riskler ve fırsatlar değerlendirilirse, en büyük riskler arasında finansal borçlanmanın artması yer almaktadır. Borç ödeme yükü ilerleyen dönemlerde nakit çıkışı yaratabilir. Ayrıca işletme faaliyetlerinden sağlanan nakit akışındaki düşüş, operasyonel kârlılık açısından bir risk oluşturabilir.

Fırsatlar açısından değerlendirildiğinde, yeni yatırımların ilerleyen dönemlerde şirkete katkı sağlaması beklenebilir. Ayrıca şirketin güçlü bir nakit pozisyonuna sahip olması, finansal esneklik sağlamaktadır.

Sonuç olarak, Ege Gübre’nin nakit yönetimi, büyük yatırım harcamalarına rağmen finansman desteğiyle güçlü kalmıştır. Ancak borç ödeme yükümlülükleri nedeniyle önümüzdeki dönemlerde nakit akış yönetimine daha fazla dikkat edilmesi gerekmektedir.

Sektörün Genel Durumu

Türkiye’de gübre sektörü, tarım üretiminin verimliliğini artırmak açısından kritik bir rol oynamaktadır. Kimyasal gübreler, özellikle büyük ölçekli tarımsal üretimde vazgeçilmez bir girdidir. Ancak sektör, döviz kuru dalgalanmaları, hammadde fiyatları ve devlet destekleri gibi faktörlerden doğrudan etkilenmektedir.

Türkiye’de gübre üretiminin büyük bir kısmı ithal hammaddeye dayalıdır. Özellikle amonyak, üre, potasyum ve fosfat gibi hammaddelerin fiyatları küresel pazara bağlı olarak değişmektedir. 2024 yılında döviz kurundaki dalgalanmalar ve küresel emtia fiyatlarının artması, üretim maliyetlerini yükseltmiştir.

Ege Gübre’nin Sektördeki Konumu

Ege Gübre, Türkiye’deki en köklü gübre üreticilerinden biri olup, hem yerel hem de uluslararası pazarda faaliyet göstermektedir. Şirketin gübre üretimi için gerekli hammaddelere erişimi ve tedarik zinciri yönetimi, sektördeki konumunu belirleyen önemli unsurlar arasındadır.

  • Üretim kapasitesi ve ürün çeşitliliği açısından Ege Gübre, farklı türde kimyasal gübreler üreterek tarım sektörünün çeşitli ihtiyaçlarına hitap etmektedir.
  • İhracat potansiyeli değerlendirildiğinde, Türkiye’nin özellikle yakın coğrafyalara (Orta Doğu, Avrupa ve Afrika) gübre ihracatı yapabilmesi bir avantajdır. Ancak küresel rekabet, lojistik maliyetleri ve dış pazarlardaki düzenlemeler, ihracat performansını doğrudan etkilemektedir.
  • İç pazardaki rekabet oldukça yoğun olup, sektörde büyük üreticiler ve ithalatçılar bulunmaktadır. Türkiye’de Tarım Kredi Kooperatifleri, Toros Tarım ve İGSAŞ gibi firmalar sektörde güçlü konumdadır.

Sektördeki Fırsatlar

  1. Tarım Politikaları ve Devlet Destekleri
  1. Türkiye’de tarım sektörünü desteklemek amacıyla çeşitli teşvikler sağlanmaktadır. Gübre kullanımına yönelik sübvansiyonlar, üreticiler için avantaj yaratabilir.
  2. Organik tarıma verilen destekler, organik gübre üretimine yönelen firmalar için yeni iş fırsatları yaratabilir.
  3. Küresel Gıda Talebindeki Artış
  1. Dünyada artan nüfus ve tarımsal üretimde verimliliğe olan ihtiyaç, gübre talebini canlı tutmaktadır.
  2. Ege Gübre’nin dış pazarlara yönelik stratejik yatırımlar yapması, büyüme potansiyelini artırabilir.
  3. Teknolojik Gelişmeler ve Verimli Gübre Kullanımı
  1. Yenilikçi gübre üretim teknikleri ve sürdürülebilir tarım uygulamaları, şirketlerin maliyetlerini azaltırken müşteri taleplerine daha iyi yanıt vermesini sağlayabilir.
  2. Hassas tarım teknolojileri ile entegre gübre çözümleri geliştirmek, rekabet avantajı sağlayabilir.

Sektördeki Riskler

  1. Hammadde Bağımlılığı ve Döviz Kuru Riski
  1. Türkiye gübre sektöründe kullanılan hammaddelerin büyük bir kısmı ithal edildiğinden, döviz kuru artışları üretim maliyetlerini doğrudan etkilemektedir.
  2. Küresel arz zinciri problemleri ve lojistik maliyetler, gübre fiyatlarının dalgalanmasına neden olabilir.
  3. Rekabetin Artması ve Fiyat Baskısı
  1. Büyük ölçekli üreticilerin yanı sıra ithalatçılar da pazarda güçlü konumdadır. Uygun fiyatlı ithal gübreler, yerli üreticileri zorlayabilir.
  2. Çiftçilerin düşük maliyetli alternatiflere yönelmesi, yerli üreticilerin kâr marjlarını daraltabilir.
  3. Çevresel Düzenlemeler ve Sürdürülebilirlik Zorunlulukları
  1. Kimyasal gübrelerin çevreye olan etkileri nedeniyle ulusal ve uluslararası düzenlemeler giderek sıkılaşmaktadır. Bu durum, üreticilerin çevre dostu üretim teknolojilerine yatırım yapmasını gerektirebilir.
  2. Karbon ayak izi hesaplamaları ve sürdürülebilirlik kriterlerine uyum, ihracat yapan firmalar için önemli bir konu haline gelmiştir.
  3. İklim Değişikliği ve Tarım Üzerindeki Etkiler
  1. İklim değişikliği nedeniyle tarım üretiminde yaşanan değişimler, gübre talebini dalgalandırabilir.
  2. Kuraklık veya aşırı yağış gibi hava koşulları, gübre kullanımını azaltabilir veya belirli bölgelere olan talebi artırabilir.

Genel Değerlendirme

Ege Gübre, güçlü bir pazar konumuna ve büyüme potansiyeline sahip olmakla birlikte, küresel ve yerel ekonomik koşullardan etkilenmektedir. Hammaddelerde dışa bağımlılık ve döviz kuru riskleri, maliyetleri artırabilecek önemli faktörlerdir. Ancak devlet destekleri, artan tarımsal üretim ihtiyacı ve yeni pazar fırsatları, şirketin uzun vadeli büyüme stratejileri açısından olumlu sinyaller vermektedir.

Önümüzdeki dönemde, Ege Gübre’nin hammadde tedarikinde çeşitliliği artırması, sürdürülebilir üretim yöntemlerine yatırım yapması ve ihracat pazarlarını genişletmesi, rekabet avantajını artırabilir. Bunun yanı sıra, fiyat dalgalanmalarına karşı maliyet yönetimi ve finansal stratejilerin güçlendirilmesi, şirketin risklere karşı daha dirençli olmasını sağlayacaktır.

Faaliyet raporu:https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/1402738
Finansal rapor:https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/1402737