DEVA BİLANÇO ANALİZİ 2024/12

DEVA HOLDİNG A.Ş.

Bilanço analizi

 Varlıklar 

Şirketin toplam varlıkları 2024 yılı itibarıyla 29,73 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2023 yılında bu rakam 32,40 milyar TL seviyesindeydi. Yaklaşık yüzde 8,3’lük bir azalma yaşanmıştır. Bu düşüşün temel sebebi, dönen varlıklardaki azalmadır. 

Dönen varlıklar 12,28 milyar TL’ye gerilemiştir. 2023 yılında bu rakam 16,62 milyar TL idi. 

– Nakit ve nakit benzerleri 2023 yılında 2,19 milyar TL iken 2024 yılında 964 milyon TL’ye düşmüştür. Şirketin likiditesinin azaldığı görülmektedir. 

– Finansal yatırımlar 2,95 milyar TL’den 1,21 milyar TL’ye gerilemiştir. Şirketin kısa vadeli yatırım enstrümanlarında önemli bir azalma yaşanmıştır. 

– Ticari alacaklar 5,13 milyar TL’den 4,93 milyar TL’ye düşmüştür. Bu azalma, tahsilatların hızlandığını ve işletme sermayesi yönetiminde olumlu bir gelişme olduğunu gösterebilir. 

– Stoklar 5,92 milyar TL’den 4,72 milyar TL’ye gerilemiştir. Stokların azalması, şirketin envanter yönetimini daha etkin hale getirdiğini göstermektedir. 

Duran varlıklar ise 15,78 milyar TL’den 17,44 milyar TL’ye yükselmiştir. Bu artış, uzun vadeli yatırımlardaki büyümeden kaynaklanmaktadır. 

– Maddi duran varlıklar 8,37 milyar TL’den 8,77 milyar TL’ye yükselmiştir. Üretim kapasitesini artırmaya yönelik yatırımlar devam etmektedir. 

– Maddi olmayan duran varlıklar 5,30 milyar TL’den 5,89 milyar TL’ye çıkmıştır. Şirketin fikri mülkiyet haklarına ve Ar-Ge çalışmalarına daha fazla kaynak ayırdığı anlaşılmaktadır. 

– Kullanım hakkı varlıkları 998 milyon TL’den 792 milyon TL’ye gerilemiştir. Bu durum, kiralama yoluyla edinilen varlıklarda bir azalma olduğunu göstermektedir. 

Toplam varlıklardaki azalma, şirketin likiditesinin düştüğünü ancak uzun vadeli yatırımlarını sürdürdüğünü göstermektedir. 

 Yükümlülükler 

Şirketin toplam yükümlülükleri 11,06 milyar TL’den 8,92 milyar TL’ye gerilemiştir. Borçlardaki bu azalma, şirketin finansal risklerini azaltmaya yönelik bir strateji izlediğini göstermektedir. 

Kısa vadeli yükümlülükler 9,99 milyar TL’den 7,64 milyar TL’ye düşmüştür. 

– Kısa vadeli borçlanmalar 6,86 milyar TL’den 5,16 milyar TL’ye gerilemiştir. Şirket, kısa vadeli borçlarını azaltarak finansal istikrarını güçlendirmiştir. 

– Ticari borçlar 1,30 milyar TL’den 1,13 milyar TL’ye düşmüştür. Tedarikçilere yapılan ödemelerde azalma yaşandığı görülmektedir. 

– Çalışanlara sağlanan faydalara ilişkin borçlar 172 milyon TL’den 136 milyon TL’ye düşmüştür. 

Uzun vadeli yükümlülükler ise 1,08 milyar TL’den 1,28 milyar TL’ye yükselmiştir. 

– Uzun vadeli borçlanmalar 551 milyon TL’den 864 milyon TL’ye çıkmıştır. Şirket, kısa vadeli borçları azaltırken, uzun vadeli finansman sağlamayı tercih etmiştir. 

– Devlet teşvik ve yardımları 332 milyon TL’den 216 milyon TL’ye düşmüştür. 

Şirket, borç vade yapısını değiştirerek finansman stratejisinde uzun vadeli borçlanmayı tercih etmiştir. 

Özkaynaklar 

Özkaynaklar 21,34 milyar TL’den 20,81 milyar TL’ye gerilemiştir. 

– Geçmiş yıllar kârları 10,30 milyar TL’den 14,72 milyar TL’ye yükselmiştir. 

– Net dönem kârı 4,89 milyar TL’den 69 milyon TL’ye düşmüştür. 

– Temettü ödemeleri 461 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. 

Özkaynakların hala güçlü olduğu görülmekle birlikte, net dönem kârındaki ciddi düşüş özkaynak büyümesini sınırlandırmıştır. 

 Genel Değerlendirme 

Toplam varlıklar, özellikle dönen varlıklardaki azalma nedeniyle gerilemiştir. Şirketin likiditesi önemli ölçüde azalmış, ancak yatırım faaliyetleri devam etmiştir. Stokların azalması olumlu bir gelişme olarak değerlendirilirken, finansal yatırımlardaki düşüş dikkat çekicidir. 

Şirketin borç yönetiminde değişiklik yaptığı görülmektedir. Kısa vadeli borçlarını azaltırken, uzun vadeli borçlarını artırmıştır. Bu durum, şirketin finansal risklerini azaltmayı ve faiz maliyetlerini daha uzun vadeye yaymayı amaçladığını göstermektedir. 

Özkaynakların güçlü olması, şirketin finansal yapısının sağlam kalmasını sağlamaktadır. Ancak net dönem kârındaki büyük düşüş, şirketin kârlılık yönetimine daha fazla önem vermesi gerektiğini göstermektedir. 

Şirketin finansal yapısını daha da güçlendirmek için likiditenin artırılması, borç yönetiminin daha etkin hale getirilmesi ve operasyonel verimliliğin artırılması önem taşımaktadır.

Gelir tablosu

 Hasılat ve Brüt Karlılık 

Şirketin toplam hasılatı 15,46 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Bir önceki yıl bu rakam 16,36 milyar TL seviyesindeydi. Hasılattaki yüzde 5,5’lik düşüş, satış hacmindeki azalmaya veya fiyat değişikliklerine bağlı olabilir. 

Satışların maliyeti 9,28 milyar TL olup, 2023 yılındaki 9,51 milyar TL’ye göre düşüş göstermiştir. Ancak maliyetlerin gelirden daha yavaş azalması, brüt kârlılığın da gerilemesine neden olmuştur. 

Brüt kâr 6,17 milyar TL olarak hesaplanmıştır. Bu rakam, 2023 yılındaki 6,85 milyar TL seviyesinden daha düşük olup, şirketin brüt kârlılık marjında daralma yaşandığını göstermektedir. 

Faaliyet Giderleri ve Esas Faaliyet Kârı 

Genel yönetim giderleri 1,80 milyar TL olarak gerçekleşmiş ve 2023 yılındaki 1,64 milyar TL’ye göre artış göstermiştir. Şirketin operasyonel maliyetlerinde yükseliş olduğu anlaşılmaktadır. 

Pazarlama giderleri 2,30 milyar TL’ye ulaşarak, önceki yılki 2,19 milyar TL seviyesinin üzerine çıkmıştır. Bu durum, şirketin pazarlama faaliyetlerine daha fazla bütçe ayırdığını göstermektedir. 

Araştırma ve geliştirme giderleri 621 milyon TL olup, geçen yılın 1,55 milyar TL olan seviyesinden önemli ölçüde azalmıştır. Bu düşüş, şirketin Ar-Ge yatırımlarında yavaşlama yaşadığını göstermektedir. 

Esas faaliyetlerden elde edilen kâr 2,80 milyar TL olup, 2023 yılına göre hafif bir düşüş göstermiştir. Şirketin ana faaliyetlerinden elde ettiği kâr hala güçlü olsa da, kârlılık marjlarında bir miktar daralma gözlenmektedir. 

Yatırım ve Finansman Gelir/Giderleri 

Yatırım faaliyetlerinden elde edilen gelirler 348 milyon TL’ye gerilemiştir. 2023 yılında bu rakam 573 milyon TL seviyesindeydi. Şirketin yatırım varlıklarından sağladığı getirilerin azalması bu düşüşe neden olmuş olabilir. 

Finansman giderleri 2,96 milyar TL’ye yükselmiştir. Bir önceki yıl bu giderler 2,34 milyar TL seviyesindeydi. Borçlanma maliyetlerindeki artış ve faiz giderleri, şirketin kârlılığını baskılamıştır. 

Net parasal pozisyon kazancı 309 milyon TL olarak gerçekleşmiş ve geçen yılki 1,72 milyar TL seviyesine göre büyük bir düşüş göstermiştir. Enflasyonun etkileri, finansal yapı üzerinde daha sınırlı bir katkı sağlamıştır. 

Vergi öncesi kâr 369 milyon TL olarak hesaplanmıştır. 2023 yılında bu rakam 2,85 milyar TL seviyesindeydi. Kârlılıktaki düşüş, özellikle finansman giderlerinin artması ve brüt kâr marjının azalmasıyla ilişkilendirilebilir. 

Net Kâr ve Kârlılık Oranları 

Net dönem kârı 69 milyon TL olarak açıklanmıştır. 2023 yılında bu rakam 4,89 milyar TL idi. Şirketin net kârlılığında çok ciddi bir gerileme yaşandığı görülmektedir. 

Genel Değerlendirme 

Şirketin toplam gelirlerinde bir azalma yaşanmış, brüt kâr marjı daralmış ve finansman giderleri artmıştır. Yatırım faaliyetlerinden elde edilen gelirlerde düşüş görülürken, Ar-Ge harcamalarında belirgin bir azalma olmuştur. Finansman giderlerinin yükselmesi ve borçlanma maliyetlerinin artması net kârın önemli ölçüde gerilemesine neden olmuştur. 

Şirketin kârlılığını artırmak için operasyonel maliyetleri daha verimli yönetmesi, finansman giderlerini düşürecek önlemler alması ve gelirleri artıracak stratejiler geliştirmesi gerekmektedir. Özellikle borç yönetimi ve maliyet kontrolü, önümüzdeki dönemde şirketin finansal sağlığı açısından kritik olacaktır.

Nakit akış tablosu

İşletme Faaliyetlerinden Nakit Akışları 

İşletme faaliyetlerinden elde edilen nakit akışı 5,07 milyar TL olup, bir önceki yılın 7,16 milyar TL olan seviyesinden düşüş göstermiştir. Bu düşüşün temel nedenleri arasında net dönem karının ciddi şekilde azalması ve işletme sermayesindeki dalgalanmalar yer almaktadır. 

Dönem net karı 69 milyon TL olarak gerçekleşmiş, bu rakam 2023 yılındaki 4,89 milyar TL’ye kıyasla önemli bir düşüş göstermektedir. Bununla birlikte, stok azalışı 1,55 milyar TL olarak gerçekleşmiş ve bu durum şirketin stoklarını azaltarak nakit akışını desteklediğini göstermektedir. Ticari alacaklardaki 205 milyon TL’lik azalma ise müşteri tahsilatlarında iyileşme olduğunu göstermektedir. 

Genel olarak, işletme faaliyetlerinden gelen nakit akışı güçlüdür ancak net kârdaki sert düşüş ve artan finansal giderler nedeniyle zorluklar yaşanmaktadır. 

Yatırım Faaliyetlerinden Nakit Akışları 

Yatırım faaliyetlerinden kaynaklanan net nakit çıkışı 2,41 milyar TL’dir. Geçen yıl bu rakam 5,84 milyar TL seviyesindeydi ve bu durum yatırım harcamalarının bir miktar azaldığını göstermektedir. 

Şirketin maddi ve maddi olmayan duran varlık alımlarına 3,14 milyar TL harcadığı görülmektedir. Maddi duran varlık alımları 1,2 milyar TL, maddi olmayan duran varlık alımları ise 1,93 milyar TL’dir. Bu da şirketin büyüme odaklı yatırımlarına devam ettiğini göstermektedir. 

Buna karşılık, maddi duran varlık satışlarından 69,5 milyon TL gelir elde edilmiş, devlet teşviklerinden ise 3,5 milyon TL giriş sağlanmıştır. 

Yatırım harcamalarının geçen yıla göre azalması olumlu bir gelişme olsa da, nakit çıkışlarının hala yüksek olduğu görülmektedir. 

Finansman Faaliyetlerinden Nakit Akışları 

Finansman faaliyetlerinden kaynaklanan net nakit çıkışı 3,06 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Geçen yıl bu rakam 311 milyon TL seviyesindeydi. 

Şirketin borçlanmadan sağladığı nakit girişleri 9,07 milyar TL olmasına rağmen, borç geri ödemeleri 8,3 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Yüksek faiz giderleri ise 3,1 milyar TL seviyesine ulaşmıştır. 

Ödenen temettü 461 milyon TL olarak gerçekleşmiş, kira ödemeleri ise 270 milyon TL’ye ulaşmıştır. 

Şirketin borçlanma yoluyla finansman sağladığı, ancak aynı zamanda büyük borç geri ödemeleri yaptığı görülmektedir. Yüksek faiz giderleri nedeniyle finansal baskının arttığı söylenebilir. 

Genel Değerlendirme 

İşletme faaliyetlerinden elde edilen nakit akışı güçlü olmasına rağmen, net kârın düşmesi ve finansman giderlerinin artması şirketin mali yapısı üzerinde baskı yaratmaktadır. Yatırımlar azalmış olsa da hala yüksek seviyelerde devam etmektedir. Finansman faaliyetlerinden kaynaklanan yüksek borç geri ödemeleri ve faiz giderleri şirketin finansal yükünü artırmaktadır. 

Deva Holding, Türkiye ilaç sektöründe faaliyet gösteren önemli firmalardan biridir. Sektör analizi, şirketin faaliyet gösterdiği ortamı anlamak, rekabet avantajlarını ve karşılaştığı zorlukları belirlemek açısından önemlidir. Bu analizde ilaç sektörünün genel durumu, Deva Holding’in sektördeki konumu, rekabet ortamı ve geleceğe yönelik beklentiler ele alınmaktadır. 

Türkiye İlaç Sektörünün Genel Görünümü 

Türkiye ilaç sektörü, sağlık harcamalarındaki artış, yaşlanan nüfus, artan kronik hastalık oranları ve yerli üretimin teşvik edilmesi gibi faktörlerle büyümeye devam etmektedir. Sektör, beşerî ilaçlar, biyoteknolojik ürünler, reçetesiz satılan ilaçlar ve tıbbi cihazlar gibi farklı alt segmentlere ayrılmaktadır. 

Pazar büyüklüğü yaklaşık 12 milyar dolar seviyesindedir ve sektör yıllık ortalama yüzde 10-15 oranında büyüme göstermektedir. Türkiye’de tüketilen ilaçların yaklaşık yüzde 50’si ithal edilmektedir ancak yerli üretimin payı her geçen yıl artmaktadır. Ar-Ge yatırımları sektör genelinde yüzde 1-2 seviyelerinde olup, biyoteknolojik ve yenilikçi ilaçlara yönelik çalışmalar ön plandadır. 

Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu, ilaç fiyatlarını ve geri ödeme politikalarını belirleyerek sektörü yakından denetlemektedir. Bu nedenle ilaç fiyatlandırması büyük ölçüde kamu politikalarına bağlıdır. 

Deva Holding’in Sektördeki Konumu 

Deva Holding, Türkiye’nin en büyük yerli ilaç üreticilerinden biri olup, geniş ürün portföyü ve güçlü üretim kapasitesi ile sektörde önemli bir oyuncudur. Şirket, beşerî ilaçlar, veteriner ilaçlar, biyoteknolojik ürünler ve reçetesiz satılan ilaçlar üretmektedir. 

Türkiye’de üç farklı üretim tesisine sahiptir ve GMP (Good Manufacturing Practices) standartlarına uygun üretim yapmaktadır. Şirket, 50’den fazla ülkeye ilaç ihraç etmekte ve ihracat gelirlerini artırmaya yönelik stratejiler geliştirmektedir. Ar-Ge yatırımlarını artırarak biyoteknolojik ilaçlar ve jenerik ilaçlar konusunda çalışmalar yapmaktadır. 

Deva Holding’in en büyük avantajlarından biri, yerli üretim yapabilmesi ve Türkiye’de üretim teşviklerinden faydalanabilmesidir. Aynı zamanda geniş ürün portföyü sayesinde pazarın farklı segmentlerinde faaliyet gösterebilmektedir. 

Rekabet Analizi 

Türkiye ilaç sektöründe hem yerli hem de yabancı şirketler güçlü bir rekabet içindedir. Deva Holding’in rakipleri üç ana grupta incelenebilir. 

Birinci grup yerli üreticilerdir. Abdi İbrahim, Santa Farma ve Bilim İlaç gibi firmalar, Deva Holding ile doğrudan rekabet etmektedir. 

İkinci grup uluslararası şirketlerdir. Pfizer, Novartis, Roche ve Bayer gibi global devler Türkiye pazarında faaliyet göstermekte ve özellikle ithal ilaçlarla rekabet yaratmaktadır. 

Üçüncü grup jenerik ilaç üreticileridir. Jenerik ilaç pazarında birçok şirket faaliyet göstermektedir. Deva Holding, bu alanda geniş bir portföye sahip olup fiyat avantajı ile rekabet etmektedir. 

Deva Holding hem yerli hem de global oyuncularla rekabet etmekte olup, geniş üretim kapasitesi ve yerli üretim avantajı ile öne çıkmaktadır. 

Sektördeki Fırsatlar ve Tehditler 

Fırsatlar arasında yerli üretimin teşvik edilmesi, ihracat olanaklarının artması, yaşlanan nüfus ve sağlık harcamalarındaki artış sayılabilir. Kronik hastalıkların artması ilaç sektörüne olan talebi yükseltmekte, biyoteknolojik ilaçlara yönelik artan talep ise Ar-Ge yatırımları için büyüme fırsatları sunmaktadır. 

Tehditler arasında kamu fiyat düzenlemeleri, yabancı ilaç firmalarının güçlü rekabeti, hammadde maliyetlerindeki artış ve regülasyon değişiklikleri bulunmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu geri ödeme politikaları ve ilaç fiyatlandırması, şirketlerin kârlılığı üzerinde doğrudan etkili olmaktadır. Döviz kuru dalgalanmaları ve ithal hammaddeye bağımlılık, maliyetleri artırabilir. 

Gelecek Beklentileri ve Deva Holding İçin Stratejik Öneriler 

Türkiye ilaç sektörü önümüzdeki yıllarda büyümeye devam edecek olup, Deva Holding’in sektördeki konumunu güçlendirmek için bazı stratejik adımlar atması önerilebilir. 

İhracat payını artırarak yurtdışı pazarlara yönelik büyüme stratejileri geliştirilmeli ve özellikle Orta Doğu, Afrika ve Asya pazarlarına yönelmelidir. Biyoteknolojik ve yenilikçi ilaçlara yatırım yaparak Ar-Ge çalışmalarına daha fazla kaynak ayrılmalıdır. 

Jenerik ilaç pazarındaki gücünü koruyarak patent süresi dolan ilaçlar için jenerik versiyonlarını geliştirmeye devam etmelidir. Hammadde maliyetlerini minimize etmek için alternatif tedarik zinciri stratejileri geliştirilmeli ve operasyonel verimlilik artırılmalıdır. 

Dijital sağlık ve teknoloji kullanımına yönelik yatırımları artırarak dijital sağlık platformları ve eczacılık alanındaki teknolojik gelişmelerden faydalanmalıdır. 

Deva Holding, güçlü üretim kapasitesi, geniş ürün portföyü ve Ar-Ge yatırımları sayesinde sektörde önemli bir oyuncu konumundadır. Ancak, kamu düzenlemeleri, fiyat baskıları ve yabancı firmalarla olan rekabet gibi zorlukları yönetebilmek için stratejik planlarını güçlendirmesi gerekmektedir.

Faaliyet raporu:https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/1402607
Finansal rapor:https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/1402606